16 Şubat 2015 Pazartesi

antidepresangünce part I















yaklaşık 3 saat boyunca yatağın içinde kıvrım kıvrım kıvrıldım. fakat uyuyamadım. genelde başım yastığın üstünde değilde yastığın altında uyurum. çocukluktan kalma bir alışkanlık. başım hep yastığın altındadır çünkü sesler duyarım. gaipten değil. babamla annemin kavgalarında kalma havadisler. küfür, aşağılama, yargısız infazlar, tehditler vesaire. o sesleri duymamak için her gece başımı yastığın altına koyarak uyurdum. onlardan ayrılalı 5 yıl oldu fakat hala öyle uyuyorum.

saatin altı buçuk olduğunu görünce fırının açıldığına duyduğum heycanla yatakta doğruldum. kulaklığımda “gundê hember” eşlik ediyordu bana. buruk ve hüzünlü bir havayla yeşil pijamamla dışarıya attım kendimi. dışarı atar atmaz keskin bir soğuk karşıladı beni. iki büklüm hızlı adımlarla fırının yolunu tuttum. sokağın başında sabah namazından dönen bir hacı amcayla karşılaştım. “esselamun aleyküm” diyecektim fakat koşar gibi geçti yanımdan. umursamadım. fırının kapısına gelir gelmez pohaça ve taze ekmek kokusunu duydum. içeri girince iki tane patatesli pohaça istedim..

eve dönerken çocuğunu okula bırakan bir anneyle karşılaştım bu defa. içim burkuldu. korktum. keza kadın sürekli arkasına ve sağına soluna bakıyordu. bu tedirginliği bize yaşatanlara kızdım. içimden küfrettim, doldu gözlerim. yola devam ettim..

ketılın altını yaktım. sallama bir çay yapıp masama geçtim. patatesli pohaçalar yine patatessizdi. sallama çay fena sayılmazdı bu yoklukta.

bütün bunların dışında geçen hafta 5 yıl sonra ilk kez kardeşimi görmüştüm. ve onun geri eve dönmesinin ardından yatağımın hala onun saçlarıyla kokuyor olması belki de bütün uykusuzluğumun başlıca sebebiydi. kim bilir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder