27 Eylül 2016 Salı

Üç Korner Bir Penaltı






babamın her geçen gün hızla ağaran saçları gibi
hızlı ve hüzünlü yaşıyorum..

on dört yaşındayken cihanın annesi haşhaşlı kek yapmıştı ,
gece boyunca uyuşturucu kartelleriyle ne işi olduğunu düşünüp durdum.
yavaş ve safça yaşıyordum..

babam, ben altı yaşındayken falan sapanla vurduğu kuşun kafasını kopardı bismillah deyip.
gidip tütün içip ağladım.

aydın ağbi geçen hafta annesine söven birinin burnunu kırdı.
sonra koşarak marketten su alıp, müdahale etmeye çalıştı.
-anaya sövülmez kardeşim, burnun fena kanıyor hadi eczaneye gidelim..

lisedeyken ceketim yok diye okula almamışlardı.
eve gidip müdür yardımcısını aradım. durumumu anlatınca gözleri doldu.
ağladığını anladım, yüzüne kapattım.
sonraki gün yine okula alınmadım..

dün gece saçma sapan bir filmin saçma sapan bir sahnesinde,
aslında hiç de ağlanacak bir tarafı yokken,
deli gibi ağladım..

yeşil bir at görmüştüm liseye giderken rüyamda.
itiraz ettim.
yeşil at mı olurmuş lan dedim.
hem de rüyada.
aynı rüya, annemin öldüğü gün kabusa döndü.

ilk meyhaneye gittiğimde adamın biri,
bu ülkede doğduğu için allaha inanıyor insanlar,
başka ülkede doğmuş olsaydılar başka tanrıları olurdu dedi.
kadeh kaldırdık, tanrısızlığa..

babamın porno zulasını patlattım 6. sınıfa giderken.
yeni bir eve taşınırız da kullanırız diye kutusunu bile açmadığımız,
mutfak robotlarının kutusunda.

üç korner, bir penaltıydı.
biz o penaltıyı gole çeviremeyenlerdeniz.
bendeniz, ibrahim..


ibrahim h. ataş
görsel: Billy & Sheila Billy Childish

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder